Bipolar Bozukluk Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Bipolar Bozukluk Forumu

Bipolar bozukluk hastalığına sahip olup tedavi gören hastalar ve hasta yakınlarının birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olması amacıyla kurulmuştur.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bipolar Bozukluklu Bir Ünlü Daha

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 17/09/14

Bipolar Bozukluklu Bir Ünlü Daha Empty
MesajKonu: Bipolar Bozukluklu Bir Ünlü Daha   Bipolar Bozukluklu Bir Ünlü Daha Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2014 2:10 am

Merhaba arkadaşlar.
Bildiğiniz gibi ben böyle bir konuyu daha önce de açmaştım. Geçenlerde bipolar bozukluklu olduğu söylenen bir ünlü daha buldum. Günümüzde yaşamıyor. Bu çalışmayı doktorumla paylaştım ve beğendi. Ben sizlerle de paylaşıyorum. Bilimsel bir çalışmadır ve kaynağını en altta yazdım. Aslında bu çalışma Powerpointte yapılmış bir çalışmaydı. Fakat sanıyorum burda o dosyayı paylaşamadığımız için bende düz yazı şeklinde yazıyorum. Yani edebiyatı pek sevmememe rağmen.
Ayrıca tekrar söylüyorum. Lütfen beni yanlış anlamayın. Amacım herhangi bir arkdaşımın değer yargısına dokunmak değil.
Sağlıcakla.


BİPOLAR BOZUKLUKLU BİR ÜNLÜ DAHA

Ahmet Arif şiirinin birisinde şunu söyler.

Üsküdar’dan bu yan lo kimin yurdu!
He canım... Çiçekdağı kıtlık, kıran,
Gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
Şahmurat Suyu kan akar

Ahmet Arif bu şiirinde memleketi anlatırken Üsküdardan başlar. Ordan Kırşehire, Kırşehirden Tunceliye varır, Tunceliden de memleketi Diyarbakıra varır.

Bizim hikayemizde Üsküdardan başlar.

1853 yılında “Kırım Savaşı” olarak bilinen ve Osmanlı-Rusya arasında yapılan savaş başlar.
Bu savaşa Osmanlı İmparatorluğunun Müttefiki olarak Birleşik Krallık ta katılır.

Kahramanımız ise Birleşik Karallık Askerlerine yardım etmek için, 38 gönüllü hemşirenin başında Üsküdara gelir.

Başlangıçta doktorlar bu hemşirelere izin vermezler. Fakat daha sonra sadece hastenenin temizliği için izin verilir. Gönüllüler de “ÜSKÜDAR HEMŞİRELERİ” yazan kuşağı tıkıp işe koyulurlar.

Buraya geldikten sonra hastaneyi tepeden tırnağa yeniden düzenlemeye girişir.
Temel ilkesi: temiz hava, temizlik, iyi beslenme ve egzersizdir.

Fakat Üsküdara geldiğinde ilk birkaç ayı feci geçer. Burada hastane şartları kötüdür ve ölüm oranları yüksektir.

Ayrıca burada binlerce hasta ve yaralı askerler vardır ve yataklar yetmemektedir. Yerler kirli ve pis kokuyordur. Fareler yerlerde gezmektedir.

Zaten askerlerin ölüm sebebi yaralar değil koğuşlardaki temizlik koşullarından kayanaklanan enfeksiyonlardır.
Hastanedeki ölüm oranları ise ancak kanalizasyon sisteminin elden geçirilmesi ve enfeksiyon kaynaklarının bertaraf edilmesiyle baya bir azalma olur…

Hastanede gece çalışırken fener kullanmıştır ve bundan dolayı “Lambalı Kadın” olarak efsaneleştirilmiştir ve İstanbulda onun adına 4 tane hastane kurulmuştur.

Her ne kadar hastane şartlarında düzelme olsa da sonuç itibariyle yine de durum pek iyi değildir.

Görev yaptığı süre içerisinde gerekli kayıtları tutacak ve bu kayıtları İngiliz yetkililere teslim edecektir.

Fakat teslim edilen bu kayıtlar pek iç açıcı olmadığı için İngiliz ulusunun moralini fazlasıyla bozacağı gerekçesiyle yayınlamaz…

Doğum tarihi 12 Mayıs 1820, Ölüm tarihi 13 Ağustos 1910.
Ailesi ne kadar da hemşire olmasını istemese de, hemşirelik bilimi, sanat ve dil konusunda kendi kendini geliştirmiştir.
Ve kendisi hemşireliğin kurucusu olarak kabul edilir.
“Lambalı kadın” ünvanının yanında “şifa veren melek” olarak da bilinir.

Aslında hayatının yarısını hemşire olarak geçirdiği söylense de şaşırtıcı bir şekilde 37 yaşında yatağa düşmüştür ve hayatının geri kalanını yatalak olarak geçirmiştir.

Modern hemşireliğin kurucusu ve hijyen standardalarının yükseltilmesi gibi kendisiyle özdeşleştirilen konular yatalak geçirdiği yılların ürünüdür.

Fakat ilginç bir şekilde kendisiyle özdeşleştirilen bu konularda:
on üç yaşında doktorluk diploması alan, onbeş yaşını doldurmadan asistan cerrah olarak atanan, keskin dili ve sert mizacıyla tanınan,
Kadın doğup Erkek öldüğü için belkide dünyada görülmüş en büyük sahtekârlık örneği veren ve kırımda da beraber çalıştığı Doktor James Berry’den ilham almıştır

Aynı zamanda tıpkı başka bir bipolar bozukluklu olan Ernest Hemingway gibi bir yazarlık özelliği de vardır ve istatistikcidir.

“Horozibiği çiçeği” adını verdiği istatistiksel diyagramıyla ve günümüzde istatistikleri belirtmek için kullandığımız kutup alanı diyagramı da denen pasta dilimi şeklindeki grafiği de kendisi geliştirmiştir…

Davranışlarıyla yaşadığı toplumda açık ara sivrilen biriydi.

-İlk bipolar bozukluk belirtisi olsa gerek 1837 Şubatın da 16 yaşındayken Tanrının kendisini hizmete çağırdığını söyleyecektir. (mani belirtisi)

-Başka bir bipolar bozukluk belirtisi olsa gerek, uykusuz geçen günlerde sabah beşte kalkarak yanında bulundurduğu kağıt kalemle dostlarına mektup yazmaya başlayacaktır. (mani belirtisi)

Ömrü boyunca 14.000 kişiye mektup yazacaktır.

-Brusella gibi fiziki bir rahatsızlığı da olsa 59 yaşındayken 90 saat uykusuz kalma gibi bir şikayette bulunacaktır. (mani belirtisi)

-Sefalet, ihmal ya da kötü muamele dehşetleri yaşamasa da depresyon nöbetleriyle ve intihar eğilimine varacak ölçüde kendini beğenmeme duygusula sarsılır, (depresyon belirtisi)

-“Geride bıraktığım otuz bir yılda ölüm dışında makbul hiçbir şey göremiyorum” diye güncesine yazacaktı, (depresyon belirtisi)

Bir gönül ilişkisinden dolayı 1849 yılında ruhsal çöküşe yakın bir duruma düşer. Aile dostları onu Yunanistan ve Mısır’ı kapsayan bir geziye götürmeyi önerir.

Bu gezide 1950 yılına ait günce notları tam bir bipolar bozukluk belirtisi gösterir::

-Mart 15: Tanrı beni en büyük günahtan ve bütün düşüncelerimi temelli katletmekten kurtardı. (depresyon belirtisi)

-Mart 21: Gemiden el ele tutuşarak ayrıldık. Platon’un yürüdüğü ve Musa’nın dua ettiği Heliopolis bahçelerinden geçirilen enfes bir saat. Büyük düşmanımdan rahatsız edilmeden. (mani belirtisi)

-Haziran 7: Uzun manevi ölüm, bütün şifa bulmalarında başarısızlık. Sanırım, bu son hafta kadar kendimi kötü hissettiğim olmamıştır. (depresyon belirtisi)

-Haziran 12: Megara’ya vardık! Heyhat, nereye gittiğim pek önemli değil – düşmana ram olmuş durumdayım. İster Londra’da ister Atina’da olayım, benim için hep aynı.(depresyon belirtisi)

-Haziran 17: Uykusuz bir geceden sonra madden ve manen hasta ve çökmüş durumdayım, bir köleyim – Atina’dan ayrıldığım için sevinçliyim. Yeryüzünde uyumaktan başka bir dileğim yok (mani belirtisi)

-Haziran 18:Bir dileğim yoktu, hiç düşmanım yoktu, tek özlemim uyumaktı. Düşmanım bana göre çok güçlü, her şey denendi şimdiye kadar. Hepsi, ama hepsi boşuna. (mani belirtisi)

-Haziran 21: Corfu’da iki keyifli gün. Düşmanım beni saldı. Hem bedenen hem zihnen hayata döndüm. Ah! Bu gün ne kadar hoş, ne kadar şiirsel geçti – ve de özgürüm. (mani belirtisi)

-Haziran 29: Mutlak kölelikle geçen dört uzun gün. (depresyon belirtisi)

-Haziran 30: Bir mektup bile yazamıyorum, içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor (depresyon belirtisi)

-Temmuz 1: Geceleyin yatakta uzanırken, Tanrıya beni kurtarması için yakardım. Ruhum onunla konuştu ve içim rahatladı. (mani belirtisi)


Kahramanımız İtalya’nın, daha sonraki adı Floransa olacak olan şehrinde doğar.

Babası Wiliam Nightingale Florence şehrini çok sevdiği için kızına bu ismi takar ve o zamana kadar oğlanlara takılan bu ismin kızlar için de rağbet görmesini sağlar.

Şu anda İngilterede Kendi adına kurulu Florence Nightingale Ebelik ve Hemşirelik okulu mevcuttur.

Ayrıca doğum günü olan 12 mayıs uluslararası hemşireler günü olarak kutlanmaktadır.

Onun adına İstanbulda kurulan hastaneler ise şunlardır:

Şişli Florence Nightingale hastanesi, Gayrettepe Metropolitan Florence Nightingale hastanesi,

Mecidiyeköy Avrupa Florence Nightingale Hastenesi ve Kadıköy Kızıltoprak Florence Nightingale hastanesi.

Bir diğer özelliği ise kedi ve baykuş beslemesidir. Yazısının birisinde şunu söyler:

“Hayat dersini ufak bir kedi yavrusundan, bir eve sığınan iki yavrunun küçüğünden öğrendim. Yaşlı kedi onları görünce “burada ne işiniz var, hanımım sadece bana baksın isterim” der.

Büyük yavru hemen kaçar. Küçüğü ise oturduğu yerde kalır ve yaşlı düşmanı ona doğru yaklaşınca, burnunu öperek onunla barışır.

Hayat dersi budur: Saldırı karşısında geri çekilmeksizin düşmanının burnunu öp”.


Yatağa düştükten sonraki hayatı zor geçmiştir ve 90 yaşındayken uykuda ölmüştür.


Kaynaklar:
- http://en.wikipedia.org/wiki/Florence_Nightingale
-Nasıl Bilirdiniz (John Lloyd-John Mitchinson) NTV yayınları.
-http://siir.gen.tr/siir/a/ahmed_arif/index.html
-http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1r%C4%B1m_Sava%C5%9F%C4%B1
-http://www.bbc.co.uk/schools/famouspeople/
-http://www.google.com/images?hl=en&q=florence+nightingale&bav=on.2,or.r_gc.r_pw.&wrapid=tlif130099712206310&um=1&ie=UTF-8&source=og&sa=N&tab=wi&biw=1276&bih=662
-http://www.pendulum.org/pwbpd/famous.htm
-http://www.nami.org/Template.cfm?Section=Helpline1&template=/ContentManagement/ContentDisplay.cfm&ContentID=4858
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bipolarforum.hareketforum.net
 
Bipolar Bozukluklu Bir Ünlü Daha
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bipolar Bozukluk Forumu :: BİPOLAR BOZUKLUK :: Bipolar Bozukluk Hakkında Yazılar-
Buraya geçin: