Bipolar Bozukluk Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Bipolar Bozukluk Forumu

Bipolar bozukluk hastalığına sahip olup tedavi gören hastalar ve hasta yakınlarının birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olması amacıyla kurulmuştur.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Ayrılık, kayıp ve yas...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 17/09/14

Ayrılık, kayıp ve yas... Empty
MesajKonu: Ayrılık, kayıp ve yas...   Ayrılık, kayıp ve yas... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 20, 2014 2:10 am

Ayrılık ve kaybın farklı türleri ;

Psikolojide ayrılık ve kayıp kavramı, günlük hayatta düşündüğümüzden daha geniş kapsamlı ve daha derin bir anlam taşır. Temel olarak 3 ana kategoride toplamak mümkündür ;

1. Yaşamsal değişimlere bağlı ayrılıklar ; Mezuniyet, evlilik, iş değişimi, terfi etme ya da çocuk sahibi olma gibi...

2. İlişkisel, durumsal ve mekansal ayrılıklar ; Bir ilişkinin bitmesi, boşanma, bir yerden başka bir yere taşınma, para ya da iş kaybı gibi...

3. Ölümle gelen ayrılık ve kayıplar ; Sevilen bir yakının ölümü, bir çocuğun ölümü, savaşta ölüm, terörle gelen ölüm ve intahar sonucu ölüm gibi...

Her ayrılık ve kaybın ardından kendine has bir yas süreci; yani diğer bir deyişle bir geçiş ve uyum süreci vardır. Ve farklı kayıplar, farklı duygusal tepkiler doğurur...

Yas süreci ne anlama gelir ?

Herhangi bir yitim, kayıp ve ayrılığa ya da herhangi bir yaşamsal değişikliğe verilen fiziksel, duygusal, düşünsel ve sosyal reaksiyonların bütünüdür. Dış dünyadaki değişen koşullar ve dinamiklerle, iç dünyamız arasındaki dengeyi tekrar kurmaya yarayan bir çeşit ince ayardır.

Yasın evreleri ;

1. Şok ve isyan; direnç, inkar, yadsıma, öfke, sıkıntı, gerilim, pazarlık,
hesaplaşma, suçluluk...

2. Yüzleşme ve kabullenme; keder, çökkünlük, üzüntü, acı...

3. Baş etme ve uyum; gelişim, güçlenme ve olgunlaşma...

Yadsıma ;

“Hayır, bu doğru değil !”

“Hayır, o ölmedi !”

“Hayır, bir yanlışlık olmalı !”

Yadsıma ; bir süreliğine bir tampon görevi görür... Yüzleşmek ve kabullenmek için gerekli olan zamanı, gücü ve cesareti toplamak adına bazen işlevsel olabilir...

Pazarlık ;

Bir erteleme ya da geri alma çabasıdır... Çoğunlukla sessiz bir suçluluk duygusu ile el ele gider... Geride kalanlar; hayatla, kaderle Tanrı ile, kendileri ile içsel bir pazarlık çabasında olabilirler...

Öfke ve İsyan ;

“Neden ben ?”

“Bu neden bizim başımıza geldi ?”

“Nasıl olur ?”

“Nasıl bırakıp gider ?”

“Böyle olmamalıydı !”

Öfke ve kızgınlık çok yoğundur ! Kendimize, gidene, kalana, hayata, kadere, hatta Tanrı’ya; herşeye ve herkese kızarız ! İsyan eder, suçlu ve sorumlu ararız ! Bu öfke ve isyan da bir anlamda bir yüzleşmedir... Kabullenme ve uyum evrelerine bir adımdır... Zor bir evredir ; çünkü öfke çok ağır bir duygudur... Ve öfke bazen başka bir şeylere dönüşebilir !

Kabullenme ve Uyum ;

Dingin bir süreç değildir; bilakis devinimli bir evredir. Üzüntü, keder, acı, eksiklik, boşluk, özlem, çökkünlük ve durgunluk iç içe geçer... Bir anlam arayışı vardır... Kişi yaşadığı kaybı, bunun zamanlamasını ve doğasının anlamını anlamaya çalışır; bir yerlere oturtmaya, bir şekilde açıklayabilmeye, anlamlandırmaya çalışır...

Bir süre sonra, günlük hayata ve genel işlevselliğine geri dönebilecek gücü ve enerjiyi toplayabilmeye başlar... Bu bir unutma değil bir alışma ve yaşamı yeniden düzenleme sürecidir daha çok... Ve ardından güçlenme ve olgunlaşma gelir...

Kayıplara ve bu gibi yaşamın getirdiği zor ve ağır olaylara verilen yas tepkileri kişiden kişiye, kişinin yaşına, içinde bulunduğu ailenin, sosyal çevrenin ve kültürün yapısına, kişinin dünya görüşü, yaşam felsefesi ve dini inaçlarına göre farklılıklar gösterebilir. Hangi yoğunlukta yaşanacağı ve ne kadar süreceği kişiden kişiye göreceli olarak değişebildiği gibi aynı kişide zamandan zamana da farklılık gösterebilir...

Farklı kayıplar farklı duygusal tepkiler doğurur...

Ayrılıkların ve kayıpların içinde, bizi belki de en aciz, en çaresiz bırakanı, baş etmesi en zor olanı ölümle gelen kayıp ve ayrılıktır... Ancak, yaşlı bir insanın evinde kalp krizi sonucu ölmesi ile genç bir insanın trafik kazasında ölmesi ya da bir ergenin intahar sonucu hayatını kaybetmesi veya yakın zamanda ülkemizde yaşandığı gibi hamile bir kadının terörist bir saldırı ile patlamalar sonucu ölümü farklı duygusal tepkiler doğurur ve farklı nitelikte yas süreçleri getirir.

Yas sürecinin işlevi ;

Yas süreci aslında bir uyum sürecidir. Önemli yaşamsal değişikliklerin ardından gereken yeniden yapılanma sürecidir. Yasın yaşanması, yani kaybın sindirilmesi için kişinin zamana ve alana ihtiyacı vardır; ancak sağlıklı bir yas sürecinin ardından kişi tekrar toparlanıp, güçlenip, hayata sağlıklı olarak katılabilir.

Kayıplar asla unutulmaz !

Kaybı kabullenmek ve hazmetmek demek, kaybı unutmak demek değildir ! Sadece kayıpla birlikte yaşamayı öğrenmek; tekrar hayatla birlikte akabilecek gücü ve cesareti toplayabilmek demektir...

Sosyal ve kültürel adetlerin sembolik anlamları vardır !

Her kültürün kendine has adetleri, gelenekleri ve ritüelleri vardır. Bir ölümün ardından yapılanlar; giden için olduğuna inanıldığı kadar, geride kalanlar içindir de aslında ! Tüm bu ritüeller ve adetler bir vedalaşmadır, bir yüzleşmedir ve bir kabullenmedir. Aynı zamanda sosyal duyarlılık, destek ve dayanışma sembolüdür.

Kaybın ardından yas sürecinde ;

İçinizden geldiği kadar konuşun ve ihtiyaç duyduğunuz kadar ağlayın. Duygularınızı bastırmaya, yadsımaya çalışmayın; bilakis duygularınızı hissetmek ve yaşamak için kendinize izin verin.
Destek alın... Yakın hissettiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla konuşun; hissettiklerinizi, aklınızdan geçenleri paylaşın, yardıma ihtiyaç duyduğunuzda bunu ifade edin. Aile ve sosyal çevrenizin desteğinin yetersiz kaldığı ve baş etmekte zorlandığınız durumlarda profesyonel bir destek almaktan kaçınmayın...
Kontrolsüz ilaç kullanımından sakının; alkol, sigara ya da uyuşturucu madde tüketiminden uzak durun.
Sabırlı olun... Kaybın acısının dinmesi, iyileşmek ve yeniden güçlenmek zaman alır, unutmayın. Ve bu süreç inişli çıkışlıdır, bazı günler kendinizi daha iyi hissederken, bazı günler daha kötü geçebilir; bu dalgalanmalar ve değişkenlik zaman içinde azalır ve tekrar doğal akışını bulur.

Bir yakınınız ya da bir tanıdığınızın yaşadığı bir kaybın ardından; ona verebileceğiniz en büyük destek, onun için yapabileceğiniz en anlamlı ve en değerli şey onun yanında olmaktır... Sadece yanında olmak... Sadece dinlemek; ağladığında ya da duygularını dışavurduğunda yanında olup bunları içinize alabilmek yani dinlemeye ve orada olmaya, onun ve durumun acısına tolere edebilmek... Ona duygularını güvenle açabileceği ve içinden geldiği gibi yaşayabileceği zamanı ve alanı tanımak... Kayıp ve yas süreci konusunda bilgi ve farkındalık sahibi olmanız bu süreçte hem sizin için hem de yakınlarınız için anlamlı ve faydalı olacaktır...


“Hoşça kal” diyebilmek...
Bir şeye nasıl başladığımız, nasıl “merhaba” dediğimiz kadar, bir şeyden nasıl ayrıldığımız, nasıl “hoşça kal” dediğimiz de önemli ve anlamlıdır. Baş etmesi zor acılar, ayrılıklar ve kayıplar gelişim ve tekamül için bir araçtır aynı zamanda...

SERAP ALTEKİN
Uzman Klinik Psikolog
http://www.serapaltekin.com/AyrilikKayipYas.php
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bipolarforum.hareketforum.net
 
Ayrılık, kayıp ve yas...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bipolar Bozukluk Forumu :: BİPOLAR BOZUKLUK :: Bipolar Bozukluk Hakkında Yazılar-
Buraya geçin: